2561) (Abdullah) bin Abbâs (Radıyallâhü anhümâyâm rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kimin Lût kavminin amelini işlediğini bilirseniz, bu (çirkin) fiili işleyeni de kendisi ile bu fiil işleneni de öldürünüz.»"
Lût Kavmini (Lîvâta) İşini İşleyen (În Hükmünü Beyân Eden Hadîsler) Babı
L û t (Aleyhisselâm) bir peygamberdir. Onun kavmi livâta fiiline düşkündü. Bilindiği gibi erkeğin erkekle cinsel ilişkide bulunmasına livâta denilir. Erkeğin kadınla bu nevî cinsel ilişkide bulunmasına da livâta denilir. L û t Peygamber'in kavmi arasmda bu çirkin fiil çok yaygın olduğu ve insanlık tarihinde ilk olarak bu kavim tarafından işlendiği için bu çok kötü fiile "Lût kavminin ameli" ismi de verilmiştir. Bu bâbta rivayet edilen hadîsler bu çirkin fiili işleyen tarafların müstehak oldukları cezanın mâhiyeti bildirilmektedir. Sözü edilen ceza konusuna dâir ilim ehlinin görüşleri hadîslerin izahı bölümünde verilecektir. Şunu da ifâde edeyim ki, hadîslerin tercemesi veya izahı bölümünde "Livâta" veya "Lût kavminin ameli" ifâdesini kullanırken erkeğin erkekle cinsel ilişkisi ve erkeğin kadınla bu tür cinsel ilişkisi anlamını kasdediyorum. Çünkü erkeğin erkekle cinsel ilişkide bulunması yasak olduğu gibi erkeğin kadınla bu tür, yâni dübür yoluyla cinsel ilişkide bulunması kesinlikle haramdır.' Bir erkek kendi helâli olan karısıyla da böyle bir cinsel ilişkide bulunamaz. Bulunduğu takdirde çok çirkin ve büyük bir günah işlemiş olur.
2561) (Abdullah) bin Abbâs (Radıyallâhü anhümâyâm rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kimin Lût kavminin amelini işlediğini bilirseniz, bu (çirkin) fiili işleyeni de kendisi ile bu fiil işleneni de öldürünüz.»"
2562) Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Lût kavminin (çirkin) amelini işleyen kimse hakkında: «Üsttekini ve alttakini recmediniz. Her ikisini de recmediniz» buyurmuştur."
2563) Câbir bin Abdillah (Radıyallâhü anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Ümmetim için en çok korktuğum şeyüerden birisi) Lût kavminin ameli (ni işlemesi) dir.[28][28]Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 7/168-169
http://ehliislam.com/suneni-ibni-mace/cezalar-hadisleri.html
Mahremiyle Zina Eden, Lüt Kavminin İşlediğini İşleyen ve Hayvana Yaklaşıp Temasta Bulunan
Mahrem, bilindiği gibi hısımlarından nikahı kendisine haram olan kimse demektir. Mesela kızkardeşi, halası, teyzesi, anası, anneannesi, babaannesi bu cümledendir. Bunlarla evlenmek kesin haram kılınmıştır. Buna rağmen ahlaksızın biri sözü edilen hısımlarından biriyle evlenir veya onunla cinsel temasta bulunursa had veya recim gerekir mi? Lût kavminin erkekleri kendi cinsleriyle cinsi ilişki kurdukları gibi, bir kimse homoseksüel olur da böyle bir ilişkide bulunursa, onun hakkında nasıl bir ceza uygulanır? Şüphesiz bir kavim bu yüzden yeryüzünden silinip yok edilmiştir. Hayvana yaklaşıp ilişkide bulunan kimse ise önce insani vasfını kaybetmiş olur. Sonra da kendini islam cemaatinden tecrid etme bedbahtlığına uğrar. [404]
İlgili Hadisler
Bera b._Azib'den (r.a.) yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir; fayımla karşılaştım, elinde bir bayrak bulunuyordu. Ona: - "Nereye gitmek istiyorsun?" dîye sordum. - "Babasından sonra onun karısıyla evlenen bir adam var, Rasulüllah (s.a.v.) efendimiz beni, onun boynunu vurup malını almam için ona gönderdi" diye cevap verdi. [405]
İkrime'den, o da İbn Abbas'dan (r.a.) rivayet etmiştir. îbn Abbas, Rasulüllah'm (s.a.v.) şöyle buyurduğunu haber vermiştir:"Lût kavminin ameli gibi bir amelde bulunan kimseyi bulursanız hem faili, hem de mef ûlü bini öldürün." [406]
Said b. Cübeyr ve Mücahid'in İbn Abbas'dan (r.a.) yaptıkları rivayete göre, Lûtiyye üzerinde yakalanan bekar erkek recmedilir. [407]
Amr b. EbiAmr'den, o da îkrime'den, o da îbn Abbas'dan (r.a.) rivayet etmiştir. Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Hayvana yaklaşıp münasebette bulunan kimseyi de, o hayvanı da öldürün." [408]
Tirmizi ve Ebu Davud'un Asım'dan, onun da Ebu Ruzeyn'den, onun da İbn Abbas'dan (r.a.) yaptıkları rivayete göre, îbn Abbas şöyle demiştir: "Hayvana yaklaşıp münasebette bulunan kimseye had gerekmez." [409]
Müctehidlerin İstidlal ve İhticacları
a) Hanefîlere göre, zina suçu sübut bulduğu takdirde had veya recim uygulanır. Ancak zinanın Önden, yani üreme organından yapılması ve bir de zina edenin mükellef yaşta olması şarttır. O bakımdan deli, bunak ve çocuğun zinası had ve recmi gerektirmez. Ta'zir anlamında başka cezalar uygulanabilir.
Bunun gibi hayvana yaklaşıp münasebette bulunan kimseye de had uygulanmaz. Ta'zir cezası verilir. Zira bu gerçek anlamda zina sayılmaz. Aynı zamanda üreme organından değil de dübüründen yaklaşıp münasebette bulunan kimseye had cezası gerekmez, ta'zir gerekir.
Nikahı kendisine haram olan hısmıyla cinsel temasta bulunan kimseye -ister bunun haram olduğunu bilsin, ister bilmesin-' had gerekmez. Ta'zir gerekir. Bu İmam Ebu Hanife'ye göredir. İmameyn'e ve diğer üç mezhebe göre, bunun haram olduğunu bildiği halde yapmışsa had gerekir. Yina İmameyn'e göre, Lût kavminin fiili gibi fiilde bulunan kimse hakkında da had uygulanır,. [410]
b) Şafiilere göre, erkek ve kadının dübürü, kadının üreme organı gibidir. Buna Lût kavminin fiili benzeri fiil denir ve haddi gerektirir. Mezhebin en açık içtihadı budur.
Ölüyle ve bir de hayvanla temasta bulunmak haddi gerektirmez, sadece ta'ziri gerektirir. Mezhebin en açık görüşü budur. [411]
Kendi mahremiyle cinsel temasta bulunan kimseye had gerekir.
c) Hanbelilere göre, üreme organından cinsel temasta bulunmaktan dolayı had gerektiği gibi, dübürden yaklaşıp münasebette bulunan, yani Lût kavminin fiili gibi fiilde bulunana da had gerekir. Çünkü bu fiil de fahişelik kapsamına girmektedir.
Kendi mahremiyle evlenen kimsenin nikahı hükümsüzdür. Bunda icma' vardır. O halde mahremiyle cinsel temasta bulunana had gerekir. İlim adamlarının çoğu bu görüş ve ictihaddadır. Ebu Hanife ile Sevrî'ye göre had gerekmez, ta'zîr gerekir.
Hattâ Lût kavminin fiili gibi fiilde bulunanın öldürülmesi gerekir diye bir hüküm de bu mezhepte yer almaktadır. Ancak bu meselede iki rivayetten biri böyledir. Diğer rivayette ise had gerekir.
Hayvana yaklaşıp temasta bulunan kimseye ta'zir cezası verilir ve edeplenmesi üzerinde durularak bu gibi kabih fiilden kaçınması sağlanır. İmam Malik, İmam Sevrî ve rey taraftarlarının da ictihad ve görüşleri böyledir. el-Hasan'a göre böylesi hakkında zina haddi uygulanır. Ebu Seleme b. Abdirrahman'a göre hem adam, hem de o hayvan öldürülür. [412]
Tahliller
Tirmizi bu hadisi hasenlemiştir. Ebu Davud ise aynı hadisi şu lafızla tahric etmiştir: "Ben bir ara kaybolan develerimi bulmak için dönüp dolaşırken ellerinde bir bayrak bulunan bir grup süvari ile karşılaştım. Araplar benim Peygamber efendimiz (s.a.v,) nezdindeki yerimi bildikleri için ilgi gösterip etrafımda dönüp saygı gösterdiler. Derken bir kubbe (mahfe olabilir) getirdiler ve içinden bir adam çıkardılar da onun boynunu vurdular. Öldürdükleri adamı ve bunun sebebini sorduğumda, onun babasının karısıyla evlenip gelin damat olduklarını bildirdiler." Bu hadisin birçok isnadı bulunuyor. Her isnadda olay az değişik lafızla anlatılıyor. Ama çoğunun ricali rical-i sahihtir. Böylece hadis bütün isnadlarıyla, şeriatın kesin olarak haram kılıp yasakladığı şeyi işleyen kimsenin İmam (hükümdar, devlet başkanı) tarafından öldürülmesinin caiz olduğuna delalet etmektedir. Nitekim ölen babasının karisıyla evlenen kimsenin de durumu, şeriatın kesinlikle haram kıldığı bir fiili işlemesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de: "Babalarınızın nikahlayıp evlendikleri kadınlarla evlenmeyin" buyurulmaktadır. Aynı zamanda şeriatın kesin haram kıldığı bir fiili kendine mubah sayıp işleyen kimse küfrü tercih etmiş olur. Böylesine murtedd denir ve murteddin öldürülmesi vaciptir.
945 nolu Ikrime tarikiyle rivayet edilen hadisi aynı zamanda Hakim ve Beyhaki tahric etmişlerdir. Hafız îbn Hacer bu hadisin ricalinin sika olduğunu belirtmiştir. Tirmizi, "bu hadis ancak İbn Abbas'm (r.a.) Peygamber efendimizden (s.a.v.) rivayetiyle bilinmektedir." Muhammed b. îshak îse buna yakın bir hadisi Amr b. Ebi Amr'den şu lafızla rivayet etmiştir: "Lût kavminin ameli gibi amelde bulunan kimse melundur..." Bu rivayette faili ve mefulü bihi öldürün kaydı yoktur. Nesai ise bu hadisi münker görmüştür. Bu babda İbn Mace ve Ha-kim'in Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayet ettikleri hadisin sonunda ise şu cümle yer almaktadır: "Evli olsun bekar olsun fail ile mefulü bihi öldürün." Ancak yapılan ciddi tesbitlere göre bu hadisin isnadı zayıftır. Nitekim İbn Tallâ' kendi Ahkam'ında: "Rasulüllah efendimizin (s.a.v.) livattan dolayı kimseyi recmettiği veya böyle bir hüküm verdiği sabit olmamıştır" demiştir. Hafız îbn Hacer de Ebu Hüreyre hadisi sahih değildir diyerek bu husustaki tesbitini belirtmiştir. [413]
Hafız Bezzar ise Asım b. Ömer el-Önıerî tarikiyle bu anlamda bir hadis rivayet etmiştir ki, ilim adamlarının tesbitine göre hadis metruktür. Diğer yandan îbn Mace de Asım tarikiyle tahric ettiği bir hadiste: "Üstte olanı da altta olanı da recmediniz" denilmektedir. Bu da diğeri gibi metruktür.
Beyhaki'nin Ebu Musa'dan yaptığı rivayete göre, Peygamber efendimiz (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Erkek erkeğe yaklaşıp münasebette bulunursa ikisi de zanidir. Kadın kadına yaklaşıp sevicilikte bulunursa ikisi de zaniyedir." Ancak bu hadisin isnadında Muhammed b. Abdirrahman bulunuyor ki, îbn Hatim onun yalancı olduğunu belirtmiştir. el-Ezdî de onun yalancı olduğuna dikkat çekmiş, Zehebi "O müttehemdir ve onda cehalet vardır" demiştir. [414]
Beyhaki'nin Hz. Ali'den (r.a.) yaptığı tahricde, Hz. Ali bir lûtiyi recmetmiştir. İmam Şafii de biz bu rivayet ve uygulamayı delil olarak seçiyoruz demiştir.
Bu babda birkaç rivayet daha bulunuyor ki bir kısmında lûti öldürülür, bir kısmında önce recmedilir, sonra yakılır gibi ifadeler yer almaktadır. İbn Abbas'dan ise bu konuda sorulunca şu cevabı verdiğini keza Beyhaki nakletmiştir: "En yüksek binanın damına çıkartılıp oradan aşağı atılır ve sonra da taşlanır."
Bu rivayetlerin tamamım dikkate alan Şa'bî, Zühri, îmam Malik, îmam Ahmed ve İshak "Lûti recmedilir" demişlerdir. Tirmizi ise bu anlamdaki hükmü imam Malik, İmam Şafii, İmam Ahmed ve îshak'tan ri-, vayet etmiştir. İmam Nahai "eğer zaniyi iki defa recmetmek doğru olsaydı lûti iki defa recmedilirdi" demiştir, el-Münzeri ise diyor ki; "Ebu Bekir, Ali, Abdullah b. Zübeyr ve Hişam b. Abdilmelik lûtiyi ateşe atıp yakmışlardır." Said b. Müseyyeb, Ata' b. Ebi Rebah, el-Hasan, Katade, Nahai, Sevri, Evzai, Ebu Talib, îmam Yahya'ya göre, lûti hakkında, . zani hakkında uygulanan had uygulanır: Bekar ise yüz değnek vurulur; evli ise recmedilir. 947 nolu Amr hadisini Nesai ve İbn Mace tahric etmiştir. Tirmizi de, biz bu hadisi ancak bu tarikle biliyoruz, demiştir.
Diğer yandan Tirmizi ve Ebu Davud Asım hadisini rivayet etmişlerdir ki, Asım onu Ebu Rüzeyn'den, o da îbn Abbas'dan (r.a.) rivayet etmiştir: "Hayvana yaklaşıp münasebette bulunana had uygulanmaz." Tirmizi bu hadisin bu konuda en sahih olduğunu belirtmiştir. İmam Ahmed ve îshak da amel buna göredir diyerek bunu istidlale sa-lih görmüşlerdir.
Bu babda îbn Mace kendi süneninde İbrahim b. İsmail'den o da Davud b. Husayn'den, o da İkrime'den, o da İbn Abbas'dan (r.a.) rivayet ettiklerine göre, Rasulüllah efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:"Kim mahremiyle cinsel temasta bulunursa öldürün. Kim de hayvana yaklaşıp münasebette bulunursa onu da, o hayvanı da öldürün." [415]
Bu babda birkaç hadis daha bulunuyor ki, Şevkani onları Neylü'l-Evtar'da zikretmiştir, biğer yandan îbn Dakiyk el-Iyd de hadislerin ışığında müctehid ve ilim adamlarının istidlal ve yorumlarına geniş yer vermiş bulunuyor. [416]
Çıkarılan Hükümler
1- Had cezası ancak üreme organına yaklaşıp münasebette bulunan mükellef kimseye gerekir. Deli, bunak ye çocuk mükellef sayılmazlar,
2- Lût kavminin fiili gibi fiilde bulunan kimseye de had gerekmez, ta'zir cezası gerekir. Zira bu gerçek anlamda zina sayılmaz.
3- Hayvana yaklaşıp temasta bulunan kimse hakkında had cezası uygulanmaz. Ta'zir cezası gerekir. Çünkü bu da zina kapsamının dışında kalmaktadır. Bu üç maddelik hüküm daha çok Hanefîlerin görüş ve içtihadıdır.
4- îmam Ebu Yusuf ile îmam Muhammed'e göre, lutilik yapan kimse hakkında had uygulanır.
5-Nikahı kendisine haram olan kadınla evlenip münasebette bulunan kimseye had gerekmez. Bu îmam Ebu Hanife'ye göredir. Ona göre ta'zir cezası gerekir. îmameyn'e ve diğer üç mezhebe göre, bunun kesin haram olduğunu bildiği halde yapmışsa had cezası, bilmediği için yapmışsa ta'zir cezası gerekir.
6- îmam Şafii ve îmam Ahmed'e göre, kadına veya erkeğe dübüründen yaklaşıp münasebette bulunan kimseye had gerekir. Zira ister üreme organından, isterse dübüründen yaklaşma olsun her ikisi de zina kapsamına girer.
7- Ölmüş bir kadınla cinsel temasta bulunan kimseye ta'zir cezası verilir, hakkında had uygulanmaz. Zira bu tam anlamıyla zina sayılmaz.
8- Kendi mahremiyle evlenen kimsenin nikahı batıldır. Bunda icma1 vardır.
9- "Hayvana yaklaşıp münasebette bulunan kimseyi de, o hayvanı da öldürün" mealindeki hadisle istidlal ve ihticac edilmemiştir. Yani dört mezhep imamı bununla değil "hayvana yaklaşıp münasebette bulunan kimseye had gerekmez" mealindeki İbn Abbas rivayetiyle istidlal etmişlerdir.
10- Kendi mahremiyle cinsel temasta bulunan, onunla evlenen kimseye had gerekir hükmü ağırlık kazanmıştır.[417]
http://www.ilimdunyasi.com/ahkam-hadisleri/mahremiyle-zina-eden-lut-kavminin-isledigini-isleyen/?wap2
KUR'AN'DA LUT KAVMİ
“Lut, kavmine dedi ki: "Alemlerde, sizden önce hiç kimsenin yapmadığı 'fahşayı' (hayasızlığı) mı yapıyorsunuz? Gerçekten siz, kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, 'müsrif'(haddi aşan) bir kavimsiniz." Lut Kavmi'nin cevabı: "Bunları, yurdunuzdan sürüp çıkarın, muhakkak bunlar, çokça temizlenen insanlardır." demekten başkası olmadı. Bunun üzerine Biz, karısı dışında, (Lut'u) ve ailesini kurtardık; (karısı) ise, helake uğrayanlardan oldu. Ve onların üzerine, bir (azap) sağanağı yağdırdık. Bak! Mücrimlerin(suçluların) akıbeti nasılmış?” [ARAF(7)/80-84]
“İbrahim'den korku gidip, ona müjde gelince; Lut Kavmi konusunda, Bizimle mücadele etti (tartıştı). Doğrusu İbrahim, yumuşak huylu, çok duygulu ve (Allah'a) yönelen biriydi. "Ey İbrahim, bundan vazgeç. Muhakkak, Rabb'inin emri ve geri çevrilmeyecek bir azap, onlara gelmiştir." Elçilerimiz Lut'a geldiği zaman, bundan hoşlanmadı, göğsü daraldı ve dedi ki: "Bu, zor bir gün." (Lut'un) kavmi, (Lut'a) doğru koşarak geldi. Onlar, daha önceden kötülükler yapıyorlardı.
(Lut) dedi ki: "Ey kavmim, bunlar benim kızlarım, sizler için daha temizdir. Allah'tan korkun ve beni misafirlerim önünde küçük düşürmeyin. Sizin içinizde reşit(doğru düşünen) bir adam yok mudur?"
Dediler ki: "Şüphesiz sende biliyorsun ki, kızlarında bizim bir hakkımız yoktur. Gerçekte sen, bizim ne istediğimizi biliyorsun." (Lut) dedi ki: "Keşke size yetecek bir gücüm olsaydı veya sağlam bir yere dayanabilseydim." (Elçiler) dediler ki: "Ey Lut, biz Rabb'inin elçileriyiz. Onlar, elbette sana ulaşamazlar. Gecenin bir kısmında, ailenle birlikte yürü. Sizden bir kimse, dönüp geriye bakmasın. Ancak senin karın başka (o bakacak). Muhakkak, onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir Onlara vaad olunan (azap), sabah vaktidir. Sabah vakti yakın değil midir?" (Böylece) emrimiz geldiği zaman, oranın üstünü altına çevirdik ve üzerlerine arka arkaya (Ana Kitap'ta) yazılı taşlar yağdırdık. Bu helak taşları, Rabb'inin Katı'nda işaretlenmiştir ve bunlar zalimlerden uzak değildir.” [HUD(11)/ 74-83]
“(İbrahim) dedi ki: "Ey elçiler, konuşmanız(işiniz) nedir?" (Elçiler) dediler ki: "Muhakkak biz, suçlu-günahkar bir kavme gönderildik. Ancak Lut Ailesi müstesna. Biz şüphesiz, (Lut Ailesi'nin) hepsini kurtaracağız. Ancak onun karısı müstesna, o helak olanlardan olacaktır." Ne zaman ki elçiler, Lut Ailesi'ne geldiler, (Lut) dedi ki: "Muhakkak sizler, tanınmamış bir topluluksunuz." (Elçiler) dedi ki:"Bilakis biz sana, onların, (seninle) tartıştıkları şeyle(tehditle) geldik. Sana hakkı(vaadedileni) getirdik. Şüphesiz biz, doğru söyleyenleriz. Aileni, gecenin bir kısmında yürüt, sen de onların arkasından git ve sizden bir kimse, arkasına bakmasın. Emrolunduğunuz yere gidin."
Ve onlara şu emri verdik: "Sabaha çıkarlarken, muhakkak onların arkası kesilecektir." Şehir halkı, birbirlerine müjdeleyerek geldi. (Lut onlara) dedi ki: "Bunlar benim misafirlerim, (lütfen) beni utandırmayın! Allah'tan korkup (sakının) ve beni küçük düşürmeyin." Dediler ki: "Biz seni, herkese (karışmaktan) men etmedik mi?" (Lut) dedi ki: "Eğer yapmak istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım." Ömrüne andolsun ki, muhakkak onlar, sarhoşlukları içinde şaşkındılar. Onları(Lut Kavmi'ni), doğu yönünden 'sayha'(kuyruklu yıldız) yakaladı. Arkasından, (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine, (Ana Kitap'ta) yazılı taşlar yağdırdık. Muhakkak bunda, 'araştırıp, düşünenler için' ayetler (deliller) vardır. Muhakkak (o kavmin yurdu), bir yol üstünde kalıcıdır.
Şüphesiz bunda, iman edenler için ayetler(deliller) vardır.” [HİCR (15)/ 57-77]
“Lut ki, ona, hüküm ve ilim verdik. Ve onu, amelleri habis(kötü) olan kavimden kurtardık. Şüphesiz onlar, kötü ve fasık bir kavimdi.
Onu(Lut'u), rahmetimize soktuk. Muhakkak o salihlerdendi.” [ENBİYA(21)/74-75]
“Lut Kavmi, elçilerini yalanladı. Kardeşleri Lut, onlara dedi ki: "Sakınmıyor musunuz? Muhakkak, ben sizin için emin(güvenilir) bir elçiyim. Artık Allah'tan korkup(sakının) ve bana itaat edin. Buna karşılık, ben sizden bir ücret istemiyorum. Şüphesiz ücretim, ancak alemlerin Rabb'ine aittir. Siz, insanlar (arasında), erkeklere mi gidiyorsunuz? Rabb'inizin, sizler için yaratmış bulunduğu, eşlerinizi bırakıyorsunuz. Bilakis, sizler haddi aşan bir kavimsiniz." Dediler ki: "Ey Lut, şayet vazgeçmezsen, (elbette) sen (sürülüp) çıkarılanlardan olacaksın." (Lut) dedi ki: "Muhakkak ben, sizin bu yaptığınıza buğz edenlerdenim. Rabb'im, beni ve ailemi, bunların yaptıklarından kurtar."
(Bunun üzerine) onu ve ailesini toptan kurtardık. Ancak yaşlı bir kadın müstesna. Sonra, geride kalanları yerle bir ettik. Ve üzerlerine, bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür. Şüphesiz, bunda bir ayet(delil) vardır. Ancak onların çoğu iman etmiş değillerdir. Ve muhakkak, senin Rabb'in, Aziz(şerefli) ve Rahim(acıyan) dır.” [ŞUARA (26)/160-175]
“Lut da, kavmine demişti ki: "Sizler 'göz göre göre' 'fahşa'(sapkınlık) mı yapıyorsunuz? Siz gerçekten, kadınları bırakıp da, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Bilakis, cahil bir kavimsiniz." Lut) Kavmi'nin: "Lut Ailesi'ni, yurdunuzdan çıkarın, muhakkak onlar temiz kalmak isteyen insanlardır" demekten başka cevabı olmadı. Biz de, onu ve ailesini kurtardık, karısı müstesna. Onu, helak olanlardan takdir ettik. Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür. [NEML (27)/ 54-58]
“Lut, kavmine dedi ki: "Siz gerçekten, sizden önce alemler içinde, hiç kimsenin yapmadığı 'fahşayı' (sapkınlığı) mı yapıyorsunuz? Siz, erkeklere yaklaşarak, yol keserek ve meclislerinizde çirkinlikler mi yapıyorsunuz?" (Bunun üzerine) kavminin cevabı: "Şayet doğru sözlü isen, bize Allah'ın azabını getir" demekten başkası olmadı. (Lut) dedi ki: "Rabb'im, müfsid(bozguncu) bu kavme karşı, bana yardım et!"
Elçilerimiz, İbrahim'e bir müjde ile geldikleri zaman, dediler ki: "Muhakkak, biz bu yurdun halkını helaka uğratacağız. Şüphesiz onun halkı zalimdir." (İbrahim) dedi ki:"Orada Lut da vardı." Dediler ki:"Orada kimin olduğunu, Biz daha iyi biliriz. Elbette onun karısı dışında, onu ve ailesini kurtaracağız. O(kadın), helak olanlardan olacaktır." Elçilerimiz, Lut'a geldikleri zaman, o onlara karşı kötüleşti ve içi daraldı. Dediler ki:"Korkma ve hüzne kapılma! Karın dışında, seni ve aileni muhakkak kurtaracağız. O ise, helak olacaktır." Şüphesiz Biz, 'fasık'(suçlu-günahkar) olmaları sebebiyle, bu yurt üzerine, 'gökten kötü bir azap' indireceğiz. Muhakkak, Biz akledebilecek bir kavim için, orada apaçık bir ayet (delil) bıraktık.” [ANKEBUT (29)/28-35]
“Muhakkak Lut da, elçilerdendir. O zaman Biz, onu ve ailesini toptan kurtarmıştık. Ancak 'yaşlı bir kadın' ise helak oldu. Sonra, geride kalanları yerle bir ettik. Muhakkak siz, onlara, gündüzleyin,
Ve geceleyin uğruyorsunuz. Akletmiyor musunuz?” [SAFFAT(37) /133-138]
“(İbrahim) dedi ki: "İşiniz nedir ey Elçiler(Melekler)?" Dediler ki: "Muhakkak biz, mücrim(suçlu) bir kavme gönderildik. Onların üzerine çamurdan taşlar yağdıracağız. (Bu taşlar), müsrifler için Rabb'inin indinde işaretlenmiştir. Mü'minlerden orada bulunanları da çıkaracağız. (Ancak) biz orada, bir evden başka müslüman bulamıyoruz." Ve Biz orada, elim azaptan korkanlar için de bir ayet(delil) bıraktık. [KAF(51) /31-37]
“Muhakkak, Şi'ra (yıldızı)nın Rabb'i O'dur. Şüphesiz, önce gelen Ad (Kavmi'ni), O(Allah), yıkıma uğrattı. Ve Semud'u da bırakmadı. Daha önce Nuh Kavmi'ni de. Çünkü onlar, daha zalim ve daha azgındılar.
Altı üstüne gelen (Lut Kavmi'ni) de, O (Şi'ra ile) yerin dibine geçirdi.
Örten, (Lut kavmini) örttü-kapladı.” [NECM (53)/ 49-54]
“Lut Kavmi, uyarıları(korkutmaları), yalanladı. Biz de, onların üzerine 'taş-dolu kasırgası' gönderdik, Lut Ailesi müstesna. Onları seher (tan) vakti kurtardık. Tarafımızdan bir nimet(lütuf) olmak üzere. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz. Muhakkak (Lut), 'şiddetli yakalayışımızla' onları uyarmıştı. Ancak onlar, bu uyarıları, kuşkuyla karşılayıp-yalanladılar. (Gerçekten) onlar, (Lut'un) misafirlerinin peşine düştüler. Biz de onların gözlerini söndürüp, kör ettik. "Azabımı ve uyarımı tadın!" Muhakkak onları, sabah erkenden, 'kararlı bir azap' yakaladı. Azabımı ve uyarımı tadın!” [KAMER (54)/ 33-39]
“Allah, Hakkı örtenlere, Nuh'un eşini ve Lut'un eşini örnek verdi. İkisi de, kölelerimizden salih olan bu iki kölemizin, nikahları altındaydı; (ancak) o ikisine ihanet ettiler. Bu iki kadına, (eşleri), Allah'tan (hiçbir) şeyle, yarar sağlayamadılar. Ve bu ikisine de, "ateşe girenlerle beraber ateşe girin" denildi.” [TAHRİM (66)/10]
http://www.yaklasansaat.com/eski_kavimler/lut/lutayet.asp