18 Nisan 2020 Cumartesi
genç evlilik zulmü bitsin İSLÂM’DA EVLİLİK YAŞI nedir
ÇOK MÜHİM BİR MESELE: İSLÂM’DA EVLİLİK YAŞI “Bugün çok riskli bir meseleyi masaya yatırmak istiyorum: İslâm’da evlilik yaşı. Çocuklukla yetişkinliği birbirinden ayıran mevsime hem biyolojik olarak hem de dinen buluğ (ergenlik) çağı diyoruz. Çocukken hiçbir mesuliyeti mükellefiyeti olmayan, bazı muamelelerde velisine tabi olan fertler ergenlikle birlikte artık yetişkin bir birey, reşid bir insan olur. Namazla, oruçla, tesettürle vs mükellef olur, işlediği günahlardan mesul olur, evliliğe ehil olur. Evet isterse evlenebilir.
İslam hukukuna göre buluğa ermek münferit bir birey olmak dolayısıylada evliliğe ehil olmak anlamına geliyor. “Türkiye de 13-15 yaşında akıl baliğ olunuyor bu yaşta evlenilebilir” deyince fırtınalar kopuyor. Bunu söyleyince bazı hocalar “13’ne gireni hemen yakasından tutun nikah masasına oturtun” demiş gibi lince maruz kalıyor, algı operasyonları başlıyor.
Şimdi buradan hareketle İslam’a ve müslümanlara hakaret eden gâvurcuklara cevap vermiyeceğim elbet, ancak hayvanlar gibi nikahsız yaşamayı teşvik ve talep eden bu azgınların ve onların dümen suyuna giden bazı şahsiyeti erezyona uğramışların propagandaları karşısında ne diyeceğini bilemeyen, kendisini ifade edemeyen veya kafası karışanlara ilham olması muvacehesinden bir izah yapmaya gayret edeceğim.
Evvela şunu bilmemiz lazım; “olabilirlik” ayrı şey, “mutlaka olmalı” ayrı şey, “olsa daha iyi olur” ayrı şey, “olur ama uygun değil” ayrı şey. Sadece bu mefhumları idrak edersek bir tek bu hususu değil birçok meseleyi vuzuha kavuşturmuş olabiliriz.
“Olabilir” konumunda olan bir çok şey aslında umum nazarında hoş karşılanmaz ve bu pek tabiidir. “Olabilir” olan herşeyi oldurmaya kalkamayız. Ancak bazı alanlar vardır ki binde bir bile olsa arzu edene açık bırakılmıştır. Hele bu İslâm gibi evrensel ve çağlara hitab eden bir din ise… Hele ki; “eşyada asıl olan ibahadır.” (yani bir şey hakkında Allah ve Rasülü yasak beyanında bulunmamışsa o şey mübahtır, veya o saha kullanıma açıktır.) prensibini düstur edinen İslâm hukukunda bu saha hayli geniştir.
Tabiki bu mübah sahası, “olabilirlik” alanı sadece İslâm’a has değildir. Günümüz hukukundan bir kaç misal verecek olursak yani yasal olup ama tercih edilmeyen hatta kerih görülen çok şey zikredebiliriz;
✅Türkiye’de bugün 18 yaşına giren yasal olarak evlenebilir, peki bu yasadan 18 yaşına gireni hemen yakasından tutun nikah masasına oturtun manası çıkarılabilir mi? Asgarisi bu, istersen 40 yaşında evlen yani…
✅Bugün Türkiye’de 18 yaşında bir kızla 68 yaşında bir adamın evlenmesi yasal, buradaki boşluktan hareketle “Türkiye kanunları kızları 50 yaş büyük biriyle evlendirmeyi kabul ediyor” diyebilir misiniz?
✅Bugün Türkiye’de 18 yaşından küçüklere sigara satışı yasaktır, buradan hareketle “18 yaşına giren herkes sigara içmeye başlasın” manası çıkarılabilir mi?
✅Bugün Türkiye’de bir müftü emekli olduktan sonra meyhane açabilir, tamamen yasal. Buradan hareketle Türkiye Cumhuriyeti yasaları din görevlilerine meyhane açmaya izin veriyor denebilir mi?
(Bunun yüzlerce misalini tadad edebiliriz.) Peki “İslâm akil baliğ olana evlenebilir” deyince buradan nasıl bu propagandalar türetiliyor. Kaldı ki Türkiye’de müslümanların böyle bir uygulaması yok, çok nadir 16-17 yaşında gençler birbirini severek belki evlenilebiliyor oda analarından emdiklerini burunlarından getiriyorlar.
Ne Diyanet ne diğer cemaatler 18 yaşından evvel evlenmeyi tasvib etmiyor. Mesela Mahmud Efendi Hazretleri resmi nikah olmadan imam nikahı kıyılmasına müsade etmiyor. Buda 18 yaşından evvel evlenmeyi men etmek anlamına geliyor. Çünkü devlet dini nikahı muteber kabul etmiyor ve kadınlar mağdur oluyor.
Hal böyleyken birileri sürekli “falanca hoca 9 yaşında evlendirin” dedi, “Diyanet 12 yaşında evlendirin” dedi diyerek operasyon çekiyor. Halbuki hiç öyle birşey yok. Yapılan beyanatlar yukarıda izah ettiğim gibi serbest bırakılmış bir “olabilirlik” alanı. Buluğa eren bir kimse Hanefi Mezhebine göre kendi başına, Şafii mezhebine göre velisinin izni ile evlenebilir. İslamın hükmü budur, bunu değiştiremezsin. Çünkü Allah ve Rasûlünden bunu yasaklayan bir beyan gelmediği gibi teyid eden onlarca vaka vardır. Birileri Allahlık tasladığı için istediğini helal istediğini haram sayıyorsa bu bizi alakadar etmez.
Bilginiz olsun diye mesele ile alakalı bir hükmü daha beyan etmek isterim: velisi 1 yaşındayken bile çocuğunu evlendirebilir, nikahlayabilir ancak çocuk buluğa erince kabul veya red hakkına sahiptir. Nikahın devamına veya feshine karar vermek kendi iradesindedir. Bu sözlülük veya beşik kertmesi gibi bir vaka, evlendirince bir yaşındaki kızı alıp gitmiyor yani. Bulağa erip bu akdi onaylarsa o vakit bugün ki ifadeyle düğün dernek kuruluyor. Fıkıh kitaplarında bulunan bu hükümlerinde istismar edilmesi sebebiyle bilinmesini önemli gördüm.
Son söz: İnsan doğar büyür akıl baliğ oluncada ekmek gibi su gibi evlenmeye ihtiyaç duyar. Hal böyle olunca fıtrat dini olan İslâm buluğ ile “tam manasıyla” evlilik kapılarını açmış. Ancak bu durum yaş itibari ile kişilerden kişilere, coğrafyalardan coğrafyalara farklılık gösterir. Türkiye de 60 sene evvel dedelerimizden dinlediğimiz evlilik yaşı 13-15’lerde imiş. Buna bağlı olarak torununun torununu gören insanlar ben tanıyorum. Evlenipte karı koca oyun oynayan insanları duydum. “Ceviz oynamaya mı geldin” diye bir de türküsü var. 😊
Bugün artık evlilik yaşı otuzlara yükselmişken böyle gereksiz bir mevzuya girmek istemezdim ancak başta da arz ettiğim gibi nikahın, evliliğin aleyhinde olan, zinanın ve fuhşun yayılmasını arzu eden şirret bir güruh bu meseleleri istismar ediyor. Gördüğünüz gibi bunda asla gocunacak birşey ben görmüyorum, sizde gocunmayın. İslam en güzel yoldur, fıtrat en makul usuldur.
Benim bir lafım var hani, “İnsanın yaşı ilerledikçe olgunlaşmaz, gartlaşır. İnsanı olgunlaştıran yüklendiği yük ve mesuliyettir.” Onun için yaşa fazla takılmayın, bazen 16 yaşında evlenen ilk okul mezunu kızlar/erkekler hamarat bir ev hanımı/ev reisi, iyi bir anne/baba olurken 30 yaşında üniversite bitirmiş kız/erkek bakıyorsun Allah’ın odunu. Niye? Sorumluluk almamış, ağır yük görmemiş, evlense bile çoğu kere dikiş tutturamıyor, uyum sağlayamıyor birbirine hizmet etmek ağır geliyor. Ee Ağaç yaş iken eğiliyor, kart ağaç eğilmez, kırılır.
Benim şahsi kanaatim 18-22 arası evlilik işi halledilmeli aksi halde bunun çok mahzurları var, onları muhtelif yazılarımda izah etmiştim…” Mesut Özbilir
8 bin aile perişan
Erken yaşta evlendikleri için haklarında açılan kamu davaları sonucu eşleri tutuklanan kadınlar, soruna çözüm istiyor. 8 bine yakın ailenin maruz kaldığı durum, ailelerin dağılmasına, çocukların psikolojisinin bozulmasına ve sayısız mağduriyete sebebiyet vermede. Yeni Şafak’a konuşan mağdur kadınlar, “Çocuklarımızın babasını geri istiyoruz” diyor.
rken yaşta evlendiği için haklarında kamu davası açılan ve yıllar sonra cinsel istismar suçundan hapse atılan kocalarını bekleyen kadınların dramı yürekleri dağlıyor. Resmi rakamlara göre genç yaşta evlilik nedeniyle 8 bine yakın kişi ceza evinde. Söz konusu durum ailelerin dağılmasına, çocukların psikolojisinin bozulmasına ve sayısız mağduriyete sebep oluyor. Yeni Şafak genç evlilik mağdurlarına ulaştı ve onların dertlerini dinledi.
MAĞDURİYETLERİMİZ GİDERİLSİN Şükriye Orhan: Ben 11 sene önce 14 yaşındayken kaçarak evlendim. Şimdi 25 yaşındayım. Sonra ailemin imzasıyla 17 yaşındayken resmi nikahımız oldu. Doğum yaptığım sırada hastane bildirmiş evlendikten yedi sene sonra sekiz yıllık bir ceza geldi. Biri 11, diğeri 9 yaşında olan ve 4 aylık 3 çocuğum var. Çocukların bir de masrafı oluyor. Ben çalışamıyorum. Biz aşk evliliği yaptık. Böyle olmasa ceza evinde görüşe gitmezdim. Evet biz hata yaptık. Çok erken bir yola kalkıştık. Ama bu cezaların çok sonra gelmesi bizim aile birliğimizi yıktı. Mağduriyetimizin giderilmesini istiyorum.
ÇOCUKLARIMIN BABASINI GERİ İSTİYORUM Ayşe Erdoğdu: Bizim başımıza bu olay 5 yıl önce geldi. 2012’de evlendik. Evlendiğimde 17 yaşındaydım. Baba rızasıyla evlenmeme rağmen kamuya düştü. Eşim ceza evine girdi. İlk evlenmeden kaçtığımız için eşim mahkemeye çıktığında hakim ve savcılar ‘evlenin karşıma öyle çıkın’ demişlerdi. Biz bu şekilde aile rızasıyla resmi nikah yaptık. Beş yıl boyunca bir şey olmadı. Sonra sekiz yıllık ceza kesildi. İki tane çocuğumuz var. Biri iki yaşında diğeri bir buçuk aylık. Ben onlara bakıyorum, hiç iş yapamıyorum. Maddi olarak sıkıntı çekiyoruz. Çocuklara açıklayamıyorum da. Ben eşimi, çocuklarımın babasını geri istiyorum.
STRESTEN HASTA OLDUM Mahinur Bilmez: Eşimle kaçarak evlendik. Ben 15 yaşındaydım o 17. Ailem duyduğu ilk zaman şikayetçi olmuştu. Sonra geri aldılar. Biz evlendik düğünümüzün üzerinden yedi sene geçti. Tam yedi yıl ceza verdiler. Üç senedir eşim ceza evinde. Ben bu süre zarfında elimde avucumda ne varsa avukatlara verdim. Stresten dolayı beynimde bir rahatsızlık çıktı. Çalışamıyorum artık. Eşim beni kimseye muhtaç etmezdi. O cezaevine girdiğinde yalnız kaldım. Resmen resmi nikahlı eşimden beni koruyorlar.
Gamze Soysal’ın eşi 8 yıl ceza aldı ve 7 aydır cezaevinde. ÇOK ZOR DURUMDA KALDIK
Gamze Soysal: Dokuz yıl önce kendi rızamla severek evlendim. Yaşımız tutmadığı için ilk aile imzasıyla iki yıl sonra da resmi nikahla evlendik. Doğum yaptığım sene hastane bizi şikayet etti. Orada bir kamu davası açıldı. Aradan sekiz yıl geçince bize sekiz yıl dört ay ceza geldi. Eşim içeriye gireli yedi ay oldu. Çocuklarımın biri 9 yaşında diğeri sekiz aylık. Mecburen ailemin yanına geldim. Tez vakitte kurtulmak istiyoruz. Çok zor bir duruma düştük.
Bir defalık af çıkabilir Söz konusu durumla ilgili açıklama yapan Ceza Avukatı Yalın Damatoğlu şöyle konuştu: “Türk Ceza Kanunu 15 yaşı kısas alıyor. Onun altına ise cinsel istismar suçu veriyor. 15 yaş altındaki kız çocuğunun rızası sorulmadan, 15 ile 18 yaş arasındakinin rızası varsa çok az bir ceza ile geçiştiriliyor. Bu cezaya uyulması için bir kere kızın 15 yaşından küçük olması lazım. Bir çok vakıada evleniyorlar çoluk çocuğa kavuşuyorlar ondan sonra ceza geliyor. Ve evlenenler aftan yararlanırım diye yuva kurmuyor. Bunun değerlendirilmesi gerekiyor. Çoluk çocuk herkes mağdur durumda. Zaten evlenmiş olanlara bir defaya mahsus af yapılabilir. Bu kararın manası ‘Evlenirsen affederim değil’ zaten evlenmiş yuva kurmuş yıllar sonra ceza alan kişilerin ailelerine kavuşturmak.”
https://www.yenisafak.com/hayat/8-bin-aile-perisan-3450608
Genç evlilik mağduru Tıraş'tan yetkililere zor soru: Eşim benim istirmacım ise aile cüzdanını neden verdiniz?
Yeniakit.com.tr'ye konuşan genç evlilik mağduru Merve Tıraş yetkililere, "Devlete şunu sormak istiyorum. Eğer o benim istirmarcım ise bu aile cüzdanını bize neden verdiler?" diyerek seslendi.
"Öyle bir noktaya geldim ki benim çocuğum babasını sorduğunda ona verecek cevap bulamıyorum." diyen genç evlilik mağduru Merve Tıraş, "Arkadaşlarımla Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geldik. Sayın Binali Yıldırım ile görüşme fırsatı buldum. Kendisine çocuğumun babasını istediğimi ilettim. Sayın Yıldırım, 'Ben sizin mağduriyetinizi biliyorum. İnşallah en kısa zamanda çözüme ulaşır.' dedi." ifadelerini kullandı.
Evliliklerinin resmi nikahları kıyıldıktan sonra suç haline geldiğine dikkat çeken Tıraş, şöyle konuştu:
"Devlete şunu sormak istiyorum. Nasıl olur da resmi nikahlı eşim benim istirmarcım olabilir. Eğer o benim istirmarcım ise bu aile cüzdanını bize neden verdiler? Benim çocuklarım olmuş ve üzerinden yıllar geçmiş. Bizim evliliğimiz resmi nikahımızdan sonra suç sayıldı."
https://www.yeniakit.com.tr/haber/genc-evlilik-magduru-tirastan-yetkililere-zor-soru-esim-benim-istirmacim-ise-aile-cuzdanini-neden-verdiniz-956899.html
Evlilikte İslâm’ın kriteri büluğ çağıdır
https://hic1seyim.blogspot.com/2019/12/evlilikte-islamn-kriteri-bulug-cagdr.html
17 yaşında evlenip yuva kursalar "çocuk gelin" diye yaygara yapılır ama 14 yaşında evlilik olmadan hedonizm "çağdaşlık" sayılır. Avrupa barbardır, vahşidir, hedonisttir lakin yaptıkları her sapıklığı önce kanuna yazarlar ve pedofili bile kanuna uygun olduğu için alkışlanabilir.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-44915562?ocid=socialflow_twitter
https://twitter.com/bbcturkce/status/1020981655882936320
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder